SAVUNMA SANAYİNDE TEDARİK RİSKİ

01 EYLÜL 2021

SAVUNMA SANAYİNDE TEDARİK RİSKİ

Uluslararası sistemin karmaşık yapısı nedeniyle her devlet kendi gücüne güvenmek ve bu gücü maksimize etmek zorundadır. Ülkeler, kendilerine yöneltilen tehditleri caydırmak ve onları tehditleri bertaraf amacıyla, her zaman harbe hazır bir askeri güç bulundurma ihtiyacı hisseder. Ülkelerin ellerinde bulunduracakları bu güç yapısı, insan ve malzemelerden oluşan karma ve kompleks bir sistemi gerektirir. Askeri ve teknolojik üstünlüğe sahip olmak, bu süreçte ülkelerin varlığını devam ettirebilmeleri açısından en önemli unsuru teşkil etmektedir. Askeri araç, gereç, makine, silah, teçhizat ile birlikte askeri ürünlerin üretiminde ihtiyaç duyulan ham madde ve malzemelerin üretimlerinin yapıldığı sanayi koluna savunma sanayisi denir. Bu sebepledir ki, silahlı kuvvetlerin modernizasyonu ve gelişmiş silah sistemlerinin tedariki pek çok ülkenin savunma-planlama stratejisinde temel unsurunu oluşturur. 
Savunma sanayinde tedarik zinciri, hem ülke ekonomisi hem de ulusal güvenlik için kritik bir öneme sahiptir. Kritik teknoloji üretimi ve AR-GE hizmetlerinin gerekliliği ile savunma sanayisi, ulusal endüstrinin en önemli bileşenlerinden birini oluşturur. En geniş çerçevede ifade etmek gerekirse savunma sanayi tedarik zinciri, ham madde üreticisinden başlayarak tüm tedarikçiler ile üreticileri, silahlı kuvvetleri, politikacıları ve halkı kapsamaktadır. Tedarikçi bir savunma veya ulusal güvenlik sisteminde kullanılan bir malzeme, bileşen veya alt sistemi sağlayanları içermektedir. Bu nedenle, savunma sanayi gizli/açık ambargo, ihraç lisansı, yüksek fiyat gibi nedenlerle temininde sıkıntı yaşanabilecek ve tedarik zincirinde oluşabilecek olası riskler sebebiyle ülke güvenliği açısından son derece önemlidir. Bununla birlikte teknolojideki gelişmelere paralel olarak savunma sistemlerindeki tedarik sürecinin de karmaşıklığı artmaktadır. Bu karmaşıklık, savunma ihtiyaçlarının karşılanmasında tedarik süreci içerisindeki karar mekanizmalarının daha iyi şekilde yönetilmesini ve sistematik bir yapıya kavuşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Savunma sanayinde, ihtiyaç duyulan zamanda istenilen ürünün tedariki, hızla gelişen ve yüksek maliyetlere erişen kritik teknolojileri kullanmayı ve değişen tehditlere karşı caydırıcılığı koruyabilmek için önemli bir tedarik zinciri yönetimini gerektirmektedir. Söz konusu gayretlerin başarıya ulaşması için belirleyici unsur; savunma sistemlerinin tedarikinde uygulanacak esas ve yöntemlerin hazırlanması ve bunların uygulanmasında gösterilecek özendir. 
Savunma sanayi tedarik zincirinde ortaya çıkabilecek risklerden bazıları, tedarikçi kaynaklı riskler (malzeme kıtlığı, kalite sorunları ve teslimat gecikmeleri), tek bir tedarikçiye bağlı olmak, uzayan veya aksayan operasyonel süreçler nedeniyle ürün teslimatında yaşanabilecek gecikmeler, tedarik zincirinin karmaşıklığı ve her bir halkanın, kendi içinde bağımsız bir işleyiş teşkil etmesi, finansal ve stok yönetimi riskleri şeklinde sıralanabilmektedir. Ülkenin veya sektördeki işletmelerin bu riskleri bertaraf edebilmeleri veya en az zararla atlatabilmeleri için uygun risk azaltma stratejilerini belirlemeleri gerekmektedir. Dolayısıyla ülkelerin veya savunma sektöründeki firmaların, ortaya çıkabilecek tedarik risklerine karşı tedarik zincirinin bütününü kapsayacak strateji uygulamalarını benimsemesi gerekmektedir. Bu bağlamda tedarik zinciri sürecinin yapı taşlarından olan tedarikçilerin, yaşanan değişimlere hızlı bir biçimde cevap verebilme yeteneği geliştirmeleri ve hatasız çalışmaları beklenmektedir.